sivil örümceğin ağında

"tokat gibi bir kitap." -attila ilhan- mustafa yıldırım, türkiye de tanıdığım en iyi ve gerçekçi araştırmacılardan biri. onun sivil örümceğin ağında kitabı, bugüne kadar okuduklarımın en muhteşemi idi. ülkemizi sarmala alan iç ve dış güçler o kitapta belgeleriyle anlatılmıştı. -emin çölaşan, sözcü, 2 ocak 2011- "sivil örümceğin ağında... bu kitabı okumadan çağımızın ve küreselleşmenin önemli kurumlarından biri olan sivil toplum kuruluşlarının (stk) gerçek yüzünü anlaman mümkün değil. mustafa yıldırım da uğur mumcu gibi üstün yetenekli bir araştırmacı olduğu kadar, çok da iyi bir yazar. ulus dağı'na düşen ateş mustafa yıldırım'ın mutlaka okunması gereken belgesel romanı... çok çekici bir roman üslubuyla anlatılan gerçek… 'bağımsızlık ve özgürlük bayrağını elden düşürmeyecek olanlara ve karanlığı yakacak olanlara' ithaf edilmiş. şimdi anladın mı sevgili, neden 'keşke uğur bunu okusaydı' dediği mi? sen mutlaka oku. ben mustafa yıldırım'ın henüz okumadığım '58 gün' ünü bitireceğim." -ali sirmen- " binnaz toprak (chp mv) tesev ve açık toplum enstitüsü gibi vakıf ve kuruluşların george soros tarafından finanse edilmesinden hiç de rahatsız olmadığını " ifade ediyor; "bu vakıfların soros tarafından destekleniyor olmasının vakıf faaliyetlerinin şüphe ile karşılanmasını gerektirmediğini " söylüyor. b. toprak, soros'un doğrudan abd hazinesi ve istihbarat kuruluşu olan cia - ned fonlarından desteklendiğini acaba bilmiyor olabilir mi? yabancı bir devletin parası ile nasıl "sivil " toplum faaliyeti yapılacağı hakkında bizi bilgilendirebilir mi?.. bir bilim insanı olarak, bu konuda yazılmış - kendi adının da geçtiği - ve rekor sayıda baskı yapan sivil örümceğin ağinda ve ortağin çocuklari isimli çok önemli 2 kitabını da okumamış olabilir mi?" -ufuk söylemez- "project democracy 'nin şemasını çıkarmadan, hiçbir olaya doğru teşhis koyamazsınız. teşhis doğru olmayınca, yanlış tedavilerle vakit geçirirsiniz... insanlığın nasıl köleleştirildiğini yazan aydınlar arasında, mustafa yıldırım' ın özel bir yeri var artık! en çok insan haysiyetine değer verdikleri için, ezberlediklerini tekrarlamaktan başka hiçbir özelliği olmayan insanların bilinçsiz eleştirilerine de tahammül ederler… bilgi düzeyi ve feraset itibariyle yetersiz olanlar, böyle durumlarda, işin kolayına kaçar; 'bu adam bu kadar bilgiyi nereden alıyor?' derler. bilmezler ki, o aydınlar, herkes uyurken sabahlara kadar çalışmıştır…" -arslan bulut- (tanıtım bülteninden) (bkz: ulusdağı yayınları) 2004 "nerede bir toplum açılacaksa, soros'un örgütleri de oradadır. nerede 'project democracy' uygulaması varsa, batı'nın 'foundation' ve 'stiftung' örgütleriyle birlikte soros'un toplum açıcı örgütleri de orada yerini alıyor."

°(#778158) 2004 yılında yayınlamış, Mustafa Yıldırım'a ait bir kitap. Korkunç ötesi bir kitap. Kitap demeye utanıyorum çünkü bu kitap falan değil. Sanki yüzlerce kişi toplanmış on yıl boyunca araştırma ve analiz yapmış da ortaya bu bilgi-belge yığını çıkmış... Başlarken çok önemli bir kitaba başlayacağımı biliyordum. Bitince sözlüğe de özet niteliğinde bir entry girerim dedim ama şimdi nereden başlasam ya da bu kitabı nasıl tarif etsem bilemiyorum. Öncelikle bu kitabı okurken moraliniz çok bozulacak. Birincisi, ülkenizi seven bir insansanız nasıl bir kumpasın, tezgahın, tuzağın içinde olduğumuzu bu kadar detaylı öğrendiğiniz için kahrolacaksınız. İkincisi Türk siyasi tarihine hakimseniz-ki orta düzeyin üstünde maalesef hakimim-ve de en azından içinde bulunduğumuz bu iktidarın karanlık devrine bizzat şahit olduysanız-en azından son 8-10 yıla-şunu düşünmeye başlayacaksınız, "bu kitap 2004 yılında yayınlanmış ve doksanların ikinci yarısından ikibinlerin ilk çeyreğine kadar ki süreçte yaşananları anlatıyor. Bu zaman dilimininde yaşananlar şu an yaşadığımızın yanında bayağı masum küçük kalıyor. Yine bundan hareketle şu düşüncenin oluşması da olası, peki 2004 sonrası yazılmak istense ortaya nasıl bir şey çıkar? Birkaç yıldır ileride-muhtemelen emekli ve huysuz bir adam olunca-bir kitap yazma hayalim var. Zaman zaman adını, kapağını falan da düşündüğüm. Kendi penceremden-bir Türk Milliyetçisinin gözünden-Türk siyasi tarihinin ikibinli yıllardan hala hayatta olduğum güne kadar ki kısmını yazmak istiyorum. Bu sadece bir düşünce. Bunu bir gün gerçekleştirirsem bolca referans alacağım bir kitap okudum diye ayriyeten seviniyorum. Bahsettiğim zaman aralığını anlatmam için anlamam ve anlatmam gereken bir dönemi farklı boyutlarıyla ve bolca kaynakla ele alıyor bu kitap. Hala kitabın neyi anlattığına gelemedim. Efendim kitap Dönemin Amerikan Başkanı Ronald Wilson Reagan'ın "project democracy” yani "demokrasi projesi" adını verdiği operasyonu anlatıyor. Belki-kitaba ihanet gibi-çok kaba bir tanım olacak ama en basit tabirle, hepimizin duyduğu "Amerika'nın demokrasi getirmesi" hadisenin sivil ayağının ülkeler üzerinde nasıl uygulandığını anlatıyor. 21 adımda işlenen süreci şuradan okuyabilirsiniz. Kopyala yapıştır ile entryi uzatmayayım. Türkiye'nin, dış müdahalelere-ABD,AB- nasıl açık hale getirildiği anlatılıyor kısaca. Sürecin fonlanan sivil toplum kuruluşları, gazeteciler, dergiler, yazarlar, akademisyenler, kanaat önderleri, tarikat ve cemaatler ve nihayetinde bürokratlar ve siyasetçiler ile adeta bir örümcek ağı gibi nasıl işlendiğini görüyoruz. Ve çok üzülüyoruz. Günümüzde adını sıkça duyduğunuz sevdiğiniz ya da nefret ettiğiniz tonla ismi kitapta görünce şok olacağınıza eminim. Şu an içinde bulduğumuz durumu, fethullahçı köpeklerin nasıl ilmek ilmek işleyerek devleti ele geçirdini, Soros'u, sabah akşam övülen, mitleştirilen siyasetçilerin bilerek ya da bilmeyerek nasıl ihanet içerisinde bulunduğunu. Mevcut iktidarın oluşma sürecini ve öncesini ve Türk siyasi tarihine dair birçok anektodu bulabileceğiniz inanılmaz derecede korkunç bir kitap. Nasıl daha iyi tanımlayabileceğimi bilmiyorum kitabı, en iyisi alıp okumanız. Son yaprakla birlikte düşeceğiniz boşluktan müessesemiz sorumlu değildir. Yazara böyle mükemmel bir çalışmaya imza attığı ve bana da ilham olduğu için teşekkür ediyorum. Ben şimdi yeni bir kitaba başlamaya gidiyorum. am*rika ve işbirlikçilerinin canı cehenneme.